17 Nisan 2012 Salı

Sponsorluk harcamaları

Tanım ve Açıklama
Sponsor  :   Kelime  anlamı , Sanatsal ve Kültürel bir etkinliğin giderlerinin tümünü   ya da bir bölümünü karşılamayı üstlenen özel ya da kamu kuruluşu ya da kişi ye verilen isimdir.
 Sponsorluk ise marka bilincini yerleştirmek ve kişi ve kuruluşların satın alma tercihlerini etkileyebilmek amacıyla bir etkinliğe ayni veya nakdi yollarla destek vermek aynı zamanda şirketlerin ya da kişilerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabilmek için bir araç olarak nitelendirebiliriz.
Sponsorluk harcamaları, ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olmayan sosyal amacı öne çıkan harcamalardır.

Sponsorluk harcamalarında aşağıdaki hususlar her zaman sorulmuş ve çok kere karıştırılmıştır.
Sponsorluk harcamaları ;
·         Her türlü sponsorluk harcamaları vergi matrahından indirilebilinir mi ?
·         İndirim yapılırken belli bir oranın var olup olmadığı ?
·         Her türlü yapılan yardımların sponsorluk kapsamına girip girmediği ?
Sponsorluk Kategorileri
Sponsorluk tanımı içerisinde Eğitim , Sağlık ,Toplumsal ,Sosyal ,Spor ,tarih gibi kategoriler girmekte olsa bile Kanunlarımızda Sponsorlukla ilgili olarak Spor kategorisi tanımlanmış diğer kategoriler için  yapılan ödemeler ise Bağış ,yardım olarak Kanunda tanımlanmıştır belli koşulların varlığı halinde vergi matrahından indirimine olanak tanınmıştır.
KANUNLARDA SPONSORLUĞUN YERİ
Özellikle altını çizerek belirtmek gerekir ki ; Sponsorluk bağış ya da yardım değildir !
Bu husus çok defa karıştırılan bir konudur. Karıştırılmasının sebebi kelime anlamı olarak yukarda bahsettiğimiz gibi her ne kadar sponsorluk Sanatsal ve Kültürel bir etkinliğe destek vermek için tanımlanmış olsa da , Kanunlarımız Sponsorluğun tanımını 3289 Sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Ek madde 3 de ;
Ulusal ve uluslararası gençlik ve spor hizmet ve faaliyetlerini desteklemek amacıyla gerçek ve tüzel kişiler;
a)Genel Müdürlüğün yıllık faaliyet programında yer alan ulusal ve uluslararası gençlik ve spor organizasyonları ,
b)Sporcuların transfer bedelleri hariç olmak üzere spor kulüpleri ile federasyonların yıllık programlarında bulunan sporun yaygınlaştırılması ve sporcuların desteklenmesine yönelik resmi sportif faaliyetleri,
c)Kamu kurum ve kuruluşları ve yerel yönetimler ile spor kulüplerine ait spor tesislerinden Genel Müdürlükçe uygun görülenlerin yapımı , bakımı ve onarımı,
d)Federasyonların ve spor kulüplerinin sportif hizmet ve faaliyetlerinin yürütülmesi için gerekli olan spor  organizasyonları ile sportif araç gereç ve malzemelerinin temini,
e)Ferdi lisanslı sporcuların, Genel Müdürlük veya federasyonlarca ferdi olarak katılmalarına izin verilen ulusal ve uluslar arası organizasyonları,
f)Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ile Paralimpik komitesinin sportif faaliyetlerine ilişkin hizmetleri,
KAPSAMINDA SPONSORLUK YAPABİLİRLER. . .    diyerek sponsorluğun sınırlarını çizmiştir.
KURUMLAR VERGİSİNDE SPONSORLUĞUN YERİ
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 10.maddesinde Diğer İndirimler Başlığında 1/C bendinde ;
c) 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı , profesyonel spor dalları için % 50 si. .kurumlar vergisi matrahının tespitinde ,beyan edilen kurum kazancından indirilebilecektir.
Yukarda bahsettiğimiz Kurumlar Vergisi kanununa dayanılarak ve ilgili 3289 sayılı kanun ve 3813 sayılı kanunlarda da belirtildiği üzer Sponsorluk Sadece Spor kulüplerine yönelik yapılacak destek , ayni yada nakdi olursa Kurumlar vergisinden indirilebilecektir.
Yani Tüm Sponsor harcamaları adı altında yapılan ödemeler Matrahtan indirilmez.
Örneğin : Spor kulübü olmayan 3289 Sayılı Kanunda belirtilmemiş bir kuruluşa , ya da şirkete Sponsor adı altında  yapılan ödemeler , Ödemeyi yapan kurum ve kuruluşların vergi matrahının hesaplanmasında Gider olarak indirilemeyecektir. Bu tür ödemeler Kanunen Kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilecektir.
ÖNEMLİ !
Günümüzde sanatçılara , Çeşitli Vakıflara  ( sportif bir amaç taşımayan ) AŞ Niteliği taşıyan kuruluşlara ,derneklere yapılan bir çok ödemenin Sponsorluk olarak yapıldığı belirtildiği ve vergi matrahından indirildiği görülmektedir ki bu kesinlikle yanlış bir uygulamadır. Bu tür ödemeler ancak yardım,reklam, bağış niteliğinde ödemeler olabilir. 
Bağış ve yardımların Vergi matrahı tespitindeki indirim koşulları ise yine Kurumlar Vergisi Kanununda ayrıca belirtilmiştir.
Reklam harcamalarının ise Ticari Kazancın tespitinde İş ile ilgili olduğunun tespiti durumunda Matrahtan indirilebileceği tabidir.
Bu yüzden yukarda belirtilen Kanunun belirtmiş olduğu sınırlar dışındaki ödemelerde Ödemeyi alan kurum kayıtlarında Sponsorluk Gelirleri olarak GÖSTERMEMELİ ! Ancak yardım  ,bağış ve reklam  gelirleri gibi adlar altında göstermeli. Ödemeyi yapan kurum ve kuruluşlar ise Sponsorluk Gideri olarak göstermemeli Reklam ve benzeri adlar altında muhasebe kayıtlarında göstermelidirler.

16 Nisan 2012 Pazartesi

Yurt dışından Temin edilen ve Sorumlu Sıfatıyla beyan edilecek bazı ödemeler

14 Nisan 2012 Cumartesi günü Resmi Gazete de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Tebliği (117) e göre İkametgahı , İşyeri , Kanuni Merkezi ve İş merkezi Türkiye 'de bulunmayanlar tarafından yapılan aşağıdaki işlemler sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

- Türkiye'de inşa edilecek bir alış-veriş merkezi için YURT DIŞINDA ÇİZİLİP Türkiye'ye gönderilen MİMARİ PROJE HİZMETİ ,

- Türkiye'de faaliyette bulunan enerji santralinin işletilmesine ilişkin olarak YURT DIŞINDAN verilen DANIŞMANLIK HİZMETİ,

- KDV Mükellefiyeti olmayan genel bütçeli bir idareye YURT DIŞINDAN verilen BİLGİSAYAR YAZILIM HİZMETİ ,

- KDV Mükellefiyeti olmayan bir sivil toplum kuruluşuna konusuyla ilgili olarak dünyadaki hukuki gelişmeler hakkında YURT DIŞINDAN BİLGİ GÖNDERİLMESİ HİZMETİ,

Sorumlu Sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

Yurt dışından gelen faturaların Türkiye'de muhasebe kayıtlarına alınırken .Faturanın içeriği iyice incelenmeli, incelenmeden kayda ALINMAMALIDIR.!

İlgili Fatura da kdv olmadan gelmesi KDV olmayacağı anlamına gelmez. Bu tür faturalara KDV hesaplanmazsa vergi ziyaı na yol açabileği  ve şirketi zor durumda bırakabileceği tabidir.

14 Nisan 2012 Cumartesi

UFRS ye hazır mıyız ?


Yeni TTK da süre daralıyor.
Uygulaması zorunlu olan Değişiklikleri unutmayın ! 

Bu yazımızda özellikle Muhasebe Düzenine ilişkin yükümlülükler ve UFRS hakkında bazı önemli noktaları paylaşmak istiyorum..
Muhasebe Düzenine ilişkin Yükümlülükler
-          Muhasebe hesap planlarının TMS ye uygun olarak yeniden düzenlenmesi
-          Muhasebe kadrolarının TMS-TMRS (UFRS)Eğitiminden geçmesi
-          Şirketlerin ticari evraklarının elektronik ortamda tutulmaya hazır hale gelmesi
-          Bunlar için Muhasebeye ilişkin  altyapının oluşturulması ….
 Muhasebe Hesap planlarının TMS ye uygun hale gelmesi için hesap planının netleşmesini bekliyoruz.
Ancak  Acaba Tüm Şirketlerimiz Muhasebe Birimleri UFRS için Yeterli Eğitimi aldımı ? Konulara Tam olarak hakim mi ?
Yeni TTK da bir değişiklik olmaz ise 2012 yıl sonu itibari ile Tüm şirketler Bilanço ve Gelir tablolarını UFRS ye göre hazırlamak zorunda .
Bu çok önemli ve ciddi anlamda bilgi gerektiren konu hakkında hemen her hafta çeşitli seminerler ve eğitimler yapılmakta ve Bir çok şirket Muhasebe Müdürleri ve Personellerini bu seminerlere göndermekte.
Ancak süre bu kadar kısalmışken acaba bizim Muhasebe Müdürlerimiz , Muhasebe personellerimiz gerçektende hazırmı ? Çünki UFRS de ciddi anlamda değişiklikler olacak.
Unutmayın ! Eğitime katılmak kesinlikle yetmez ..Her şirketin kendi iç yapısına ve dengesine göre TMS – TFRS de ki ilgili standartları kullanacaklar.
Gayrimenkul yatırım şirketi farklı , Stok ağırlıklı çalışan Şirketler farklı , İnşaat Şirketleri Farklı vs.. standartları kullanabilecek.
Bizim şu sorulara cevap veriyor olmamız lazım ..
8 ay kaldı ve zaman hızla ilerliyor. Bir an bugünün 31.12.2012 olduğunu varsayalım.
Bugün itibari ile Bilançolarımızı UFRS ye çevirebilecek durumdamıyız ?
Bunun Provasını mutlaka yapmalısınız .
UFRS ye geçtiğimizi düşünelim ,
Biliyormuyuz ??? Hazırda kullanıdığımız Bilanço kalemlerinde hangi kalemlere UFRS de hiç dokunmuyoruz şu andaki sistemdeki gibi devam ediyoruz ? ve hangi kalemler artık Bilançoda hiç olmayacak ? ve hangi kalemler yer değişecek isim değişecek ?
Bunların cevabını verebiliyormuyuz ?

Biliyormuyuz ?? Şimdi ki sistemde örneğin bir menkul kıymet aldığımızda yaptığımız kayıt bellidir 2 satır. Hisse senetleri  karşı ayağı Banka …
Acaba UFRS de bu hisse senelerinin ;
1-      Vadeye kadar elde tutulacak
2-      Alım satım amaçlı
3-      Satılmaya hazır
Olarak ayrımının yapılacağını ve hepsi için farklı bir muhasebe kaydı yapılacağını ve hepsinin Gelir tablosuna yansıyan /yansımayan unsurları olduğunu biliyormuyuz ?
Bu kayıtları yaparken Paranın gelecekteki değerinin hesaplanması gerektiğini bunlara göre muhasebe kayıtlarının oluşturulması gerektiğini biliyormuyuz ?
Biliyormuyuz ? Artık UFRS de Amortisman uygulamasının TERCİHE BIRAKILDIĞINI ?  Evet yanlış duymadınız içimizde bilen arkadaşlar var olduğu kadar Daha fazla bilmeyen var .
Artık UFRS de Amortisman ayırma tercihe göre olacak. Sivastaki Bir şirketin Muhasebe Müdürü Ahmet bey Bir demirbaşına 1 yıl ,2 yıl yada 3 yıl verebilecek iken Sinoptaki bir Şirketin Muhasebe Müdürü Mehmet Bey aynı demirbaşa 5 yıl , 7 yıl verebilecek …
Ancak ! Mutlaka Bağımsız denetçiyi mantıklı bir şekilde İkna etmek koşuluyla ve Dipnotlarda belirtmek koşuluyla …
Amortismanlar hakkında çalışma yaptık mı bugün yıl sonu olduğunu düşünün hazırmıyız ?
Biliyormuyuz ? UFRS de en önemli konulardan biri Ayrılması gereken Şüpheli Alacak karşılığı hesaplarının nasıl yapılacağını hangi koşullarda nasıl kayda alınacağını ?
Bu maddeler uzadıkça uzuyor …….
ÖZETLE …
31 Mart 2012 İtibari ile   1.Dönem Geçici Vergilerimizi hazırlamışken bunları yıl sonuymuş gibi
Bilançomuzu  ve Gelir Tablomuzu UFRS ye çevirmeliyiz .
Nakit Akım tablosu , Özsermaye Değişim Tablosu ÇIKARABİLİYORMUYUZ ? Eksikliklerimiz neler ?
Dipnot çıkarabiliyormuyuz ? Ancak Bu şekilde ne kadar hazır olduğumuzu ya da olmadığımızı şimdiden  Görebiliriz önlemlerimizi ona göre alabiliriz ! Sakın ERTELEMEYİN !
Bakınız buradaki Dipnot denilen olay şirketlerin büyüklüğüne bağlı ama en azı 30-40 sayfa olan ve 80 -90 sayfalara ulaşan detaylı bir çalışma …
Yoksa 8 ay sonra burada anlatmak istediklerimi daha net anlayacaksınız ama iş işten geçmesin lütfen dikkat !

Sizlere önerim : www.kap.gov.tr adresi Kamuyu aydınlatma platformu çerçevesinde Bir çok firmanın UFRS ye göre çevirilmiş bilanço ve gelir tablosu nakit akım ve özsermaye değişim tablosunu göstermektedir.
Bunların hepsi Gerçek doğruyu yansıtan ve Çevirilmiş tablolar.
Burda kendi şirketinizi baz alarak benzer firmalar bulabilir onların bilançosunu inceleyebilirsiniz.
Hemen hemen her sektöre uygun bir bilanço var burada .
En az 3 farklı şirketi satır satır incelemenizi bilançoda gelir tablolarında özsermaye değişim tablolarında vs hangi kalemlerin nerde olduğuna dikkat etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum çok faydasını göreceksiniz.
Evet eğitimde şart ancak UYGULAMA farklı çoğu kez arkadaşlardan duyarım Eğitime gittik ders mantığında standart dinledik ve çıktık ertesi gün hiçbir şey yok aklımızda .
Bunun tek sebebi uygulamanın bu eğitimlerde az olması .
Bu sitede çok örnek var.Mutlaka göz atın ve mutlaka deneyin.
Bir çok Mali Müşavir ve Muhasebe Müdürü arkadaşların bu kadar kısa süre kalmasına rağmen
Nasılsa bir denetçi firma yapacak !! diyerek önemsemediğini  duyuyor ve gözlemliyorum.

BAKINIZ  EĞER UFRS BÖYLE ÇIKARSA DEĞİŞMEZSE 1.1.2013 MUHASEBE KAYITLARINI HERKES UFRS YE GÖRE GİRERKEN DENETÇİ FİRMALAR 365 GÜN YANIMIZDA OLMAYACAK !! ONLAR BELLİ DÖNEMLER DE KONTROL EDECEK …!
Yani denetçi firmaya bel bağlamak çok yanlış.
Ve yine çok önemli bir nokta UFRS muhasebe kayıt girme işlemlerini sadece Muhasebe Müdürlerinin değil aynı zamanda tüm muhasebe personelinin bilmesi gerekmekte. Çünki her biri tek tek kayıt girecek . 

Sonuç :
 UFRS ile ilgili gelişmeleri merakla takip ediyoruz. Bu haliyle mi çıkacak küçük orta boy işletmeler ayrımı yapılmadan belli bir ciroya göre sınır koymadan herkes UFRS mi yapacak ? Yoksa Belli bir ciro üzerinde olan firmalara mı ? uygulanacak ( yani değişiklik olacak )
Avrupa nın başka bir ülkesinde Fiilen tüm muhasebe kayıtlarının birebir UFRS ye göre girilmediğini sadece mevcut bilançolarının Belli dönemlerde UFRS ye çevrildiğini biliyoruz duyuyoruz.Farklı bir duyumu olan yada bilgisi olan paylaşırsa sevinirim.
 Eğer uygulama yapılırsa bildiğimiz duyduğumuz kadarı ile ilk kez Türkiyede fiilen birebir kayıt girilerek muhasebe hesapları tutulacak !
Kanımca Türkiye de şu anda % 10 luk bir kesim ( azami) ufrs ye hazır ve süre çok az bu sürede hızla bu sisteme ayak uyduracak bilgi ve donanımda çok fazla personel yok. Hemen hemen bir çok şirkette en fazla muhasebe müdürlerinin bilgileri varken personellerinin % 90 ı bilmiyor.
DUYMAYAN BİLE VAR !!!!
Bu sebepten acaba fiilen kayıt girmek mi doğru ? yoksa TTK ya göre zaten zorunlu bir bağımsız denetçi gelecek . Mesela geçici vergi dönemlerinde Denetçiler tarafından UFRS ye çevrilerek yayınlanması mı daha sağlıklı ? Bence şu aşamada ikinci seçenek daha sağlıklı.
Muhasebe bir şirketin en önemli birimlerinden beklide birincisidir. Yanlış bir muhasebe kaydı . Bilgisizce, hata ile vs yapılan bir muhasebe kaydı şirketi çok çok zarara sokabilir.
Muhasebe birimlerinde çalışanların konuya hakim bilgili kişiler olması çok önemlidir.
BİZLER ŞİRKETLERİMİZDE , ACABA BU BÜYÜK DEĞİŞİME HAZIRMIYIZ ?
HEPİMİZ BU SORUYU SORUP CEVAPLANDIRALIM …
ÇÜNKİ 8 AY SONRA BU SORUNUN CEVABINI ZATEN GÖRECEĞİZ.
AMAÇ 8 AY SONRA CİDDİ SIKINTILARA GİRMEDEN YOLUMUZA DEVAM ETMEMİZ.
Gerekli Tedbirleri hemen yarın alarak çalışmaya başlamalıyız.


12 Nisan 2012 Perşembe

Üniversitelerin Desteklenmesini Amaçlayan Vakıflara Yapılan Bağışların Matrahtan indirimi

11.04.2012 tarihli 28261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 30.03.2012 tarih ve 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la, Yüksek Öğretim Kanunu’nun 56.maddesi değiştirilerek, eğitim amaçlı bazı bağışların, vergi matrahından indirimine olanak sağlanmıştır.
İlgili madde aşağıda belirtilmiştir.
….

MADDE 15  2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri tarafından üniversitelere, yüksek teknoloji enstitüleri ile gelirlerinin en az dörtte üçünü münhasıran devlet üniversitelerinin faaliyetlerinin devam ettirilmesi ve desteklenmesini amaç  edinmek üzere kurulan ve fiilen bu çerçevede faaliyette bulunan vakıflardan Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti  tanınanlara makbuz karşılığında yapılan bağışlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları hükümlerine göre yıllık beyanname ile bildirilecek gelirden ve kurum kazancından indirilebilir.

Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

Kanunun değişmeden önceki düzenleme ise ;
Gelir ve Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından üniversitelere ve ileri teknoloji enstitülerine makbuz karşılığı yapılacak bağışlar Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunları hükümlerine göre yıllık beyanname ile bildirilecek gelirden ve kurum kazancından indirilir.
6287 Sayılı Kanun’la eklenen madde aşağıdaki gibidir.
gelirlerinin en az dörtte üçünü münhasıran devlet üniversitelerinin faaliyetlerinin devam ettirilmesi ve desteklenmesini amaç  edinmek üzere kurulan ve fiilen bu çerçevede faaliyette bulunan vakıflardan Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti  tanınanlara..”
Bu düzenleme ile Bazı Vakıflara yapılan Bağışların tamamının gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilebilmesine imkan getirilmiştir. Ancak Bağışın yapıldığı vakfın aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekmektedir.
1-      Vakfın gelirlerinin münhasıran devlet üniversitelerinin faaliyetlerinin devam ettirilmesi ve desteklenmesi amaç edinmek üzere kurulmuş olması ,
2-      Fiilen bu çerçevede faaliyette bulunması ,
3-      Bakanlar kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflardan olmalıdır.

11 Nisan 2012 Çarşamba

Hurda satışında KDV

Katma değer Vergisi kanunu 17 - 4/g maddesi gereğince çeşitli nedenlerle işletmelerin bünyesinde oluşan metal , plastik,lastik,kağıt,kauçuk cam hurda ve atıkların teslimi vergiden istisna edilmiştir. (sıfır kdv )

Bu noktada uygulamada zaman zaman bazı karışıklıklar meydana gelmektedir.
Şöyle ki ; imalat işletmesi olmayan bir firmanın  demirbaş kayıtlarında olan ve faydalı sürelerini doldurduktan sonra çeşitli sebeblerle kullanım dışı kalmaları nedeniyle oluşan ve hurda olarak nitelendirilerek KDV Hesaplanmadan düzenlenen fatura ile satış yapılması yanlıştır !
Bu nedenle hurda olarak satışı yapılan bir malzemenin tesliminde düzenlenecek faturaya bir şerh düşülerek .."Yukardaki makine hurda niteliğindedir " yazılması ve KDV Hesaplanarak düzenlenmesi doğru olacaktır.

Örneğin : Bir işletmenin demirbaş kayıtlarında yer almış olan uzun süre kullanılan ve hurdaya gelmiş bir demir ' in satılmasında yukardaki belirtilen bilgiler doğrultusunda KDV Hesaplanarak kesilmesi gerekmektedir.

Yurtdışından sağlanan Hizmetlerde KDV


Ülkemiz vergi mevzuatı bakımından yurt dışı hizmet alımlarında bir takım vergisel yükümlülükler bulunmaktadır. Bu yükümlülükler arasında 3065 Sayılı KDVK' nun 9. maddesine göre sorumlu sıfatıyla KDV beyanı özellik göstermektedir.

YURT DIŞINDAN SAĞLANAN HİZMETLERİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU

3065 sayılı KDVK’ nın 1/1.maddesine göre, Türkiye’ de yapılan ticari sınai, zirai ve mesleki nitelikteki mal teslimi ve hizmet ifaları KDV’ ye tabi bulunmaktadır.

İşlemlerin Türkiye’de yapılmasından kastedilen ise aynı kanunun 6. maddesinde;

a- Malların teslim anında Türkiye’ de bulunmasını
b- Hizmetin Türkiye’ de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’ de faydalanılmasını ifade etmektedir.

Vergi mevzuatımızda 3 çeşit hizmetden bahsetmek mümkündür. Ticari Kazanç , Serbest Meslek Kazancı ve Ücret. Mükellefler ihtiyaçları doğrultusunda bu Hizmetleri yurt içinden satın alabildikleri gibi, yurt dışından da ithal edebilmektedirler. Bu tür hizmetlerden yurt içinden yararlanılması durumunda ya da yurt dışından ithal edilmesi halinde KDV' ye tabi olduklarını ve her iki halde de KDV yükünün aynı olduğunu söyleyebiliriz. KDV'de vergileme hakkı, teorik olarak mal ve hizmetin nihai olarak tüketildiği ülkeye aittir. Nitekim KDVK'nun 11. maddesinde her türlü mal ve hizmet ihracatı vergiden istisna tutulurken, her türlü mal ve hizmet ithalatı aynı kanunun 1/2 maddesine göre vergiye tabi tutulmuştur. Yurt dışındaki firmalara yaptırılan hizmetlerde mükellef esas olarak yurt dışındaki firma olmakla birlikte, yabancı firmanın Türkiye’ de ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığı durumlarda yasa koyucu Maliye Bakanlığı’ nı vergi alacağını emniyet altına almak amacıyla, vergiye tabi olanları veya diğer ilgili bir şahsı verginin ödenmesinden sorumlu tutmaya yetkili kılmıştır.

Maliye Bakanlığı’ nın yayımlamış olduğu 15 seri nolu KDV Genel Tebliği’nin ( c ) bölümünde, yurt dışından sağlanan hizmetlere ait KDV’ nin hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edileceğini açıklamıştır. Bu bağlamda yurt dışından sağlanan ve KDVK’ nın 1/2. maddesine göre hizmet ithali kapsamında değerlendirilen işlemlere ait KDV'nin , hizmetten yararlanan Türkiye’ de mukim kişi ve kuruluşlarca sorumlu sıfatıyla verilecek olan 2. nolu KDV beyannamesi ile beyan edilerek bağlı bulunulan vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir. 1 nolu KDV beyannamesinde de gösterilerek indirilmesi mümkün olacaktır.

YURT DIŞINDA YAPILAN İNŞAATLARIN PROJELERİNİN TÜRKİYE’ DE ÇİZDİRİLMESİNDE KDV

Yurt dışında yapılan inşaatların projelerinin Türkiye’ de çizdirilmesi işleminde;

1- Yabancı firmaların Türkiye dışında yapacakları inşaatların projelerini Türkiye’ de çizdirmeleri

2- Türkiye’ de faaliyet gösteren firmaların yurt dışında yapacakları inşaatların projelerini Türkiye’ de çizdirmeleri şeklinde ortaya çıkabilir.

Hem yabancı firmalara hem de Türkiye’ de yerleşik firmalara Türkiye dışında yapacakları inşaatlara ilişkin olarak Türkiye'de verilen proje çizim hizmetleri prensip olarak KDV konusuna girmektedir. Ancak bu firmalar verilen hizmetten Türkiye dışında yararlanacakları için bu hizmetler hizmet ihracatı için aranılan diğer zorunlu şartların gerçekleşmesi halinde KDV'den istisna olacaktır. Aşağıda hizmet ihracatında KDV istisnası uygulanabilmesi için gerekli şartlar belirtilmiştir.

26 seri nolu KDV Genel Tebliği’ nin ( K ) bölümünde Hizmet İhracatında KDV istisnası uygulanabilmesi için aşağıdaki dört şartın birlikte gerçekleşmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır.

1- Hizmet Türkiye’de yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır.
2- Fatura veya benzeri belge yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmiş olmalıdır.
3- Hizmet bedeli döviz olarak Türkiye’ ye getirilmelidir.
4- Hizmetten Yurt Dışında yararlanılmalıdır.

Bu şartlardan herhangi birinin gerçekleşmemesi durumda ise hizmet KDV'ye tabi olacaktır.

YABANCI KİŞİ VE KURULUŞLARIN TÜRKİYE’DE YAPTIKLARI HİZMETLER

3065 sayılı KDVK’nın 1/1 maddesinde Türkiye de yapılan aşağıdaki işlemler KDV’ ye tabi denilip.Ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti niteliğindeki mal ve hizmetler mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV’ye tabi denilmiştir. Bu konu oldukça özellik arzeden durumlar içermekte olduğundan bir örnekle konuyu daha iyi irdeleyebiliriz.

Örnek : İngiltere'de yerleşik bir firmadan bilgisayar yazılımı satın alan Türkiye’ de yerleşik bir diğer kuruluş net 150.000 USD karşılığı bu hakkı almış olsun.

Fatura tarihindeki Dolar alış Kuru 1.78 TL olsun. Bu durumda Türkiye’de ki firmanın bu fatura karşılığında yapacağı işlemler şöyle olmalıdır.

Öncelikle yukarıdaki örnekte bizim ilk olarak algılamamız gereken bilgisayar yazılımının serbest meslek mi yoksa gayrimaddi hak mı olarak tespiti konusudur. Çünkü her iki halde bizim olaya bakışımız farklı olacaktır. Bilgisayar yazılımı gayrimaddi hak unsuru olarak algılanmalıdır. Bu durumda ikince kez bakmamız gereken faturanın gelmiş olduğu ülke olan İngiltere ile aramızda çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının var olup olmadığı unsurudur. İngiltere ile aramızda çifte vergilendirme anlaşması vardır. Bunun akabinde yine bilmemiz gereken 183 gün kuralı önemlidir .Bunu bilmemiz aynı zamanda fatura için hesaplayacağımız stopaj  ile ilgilidir.  Eğer İngiltere'deki firma 183 gün içerisinde Türkiye’ de hizmet vermişse o zaman stopaj olmayacaktır. Aksi halde ise olacaktır ve biz örneğimizi buna göre inceleyelim.

*** İngiltere ile aramızdaki anlaşmaya göre stopaj  = % 10 şeklindedir. Bu bilgiler ışığında ise aşağıdaki şekilde çözmemiz gerekecektir. Biz burda olaya KDV açısından baktığımız için öncelikle bu hizmetten Türkiye’ de yararlanıldığı için KDV sorumluluğu doğacaktır ve biz bunu indirip aynı zamanda da 2. No’lu beyanname ile beyan etmemiz gerekecektir.


Örnek :

150.000 $ X 1,78 = 267.000 ( NET TUTAR )
 267.000 / 0,90 =296.667 TL ( BRÜT TUTAR )
 KDV = 296.667 X % 18 = 53.400 ( SORUMLU SIFATIYLA KDV )
STOPAJ = 29.667


MUHASEBE KAYDI  İSE

_____________________________ / ___________________________________________

770          296.667
191            53.400

                                               360.01 STOPAJ             29.667
                                               360/ 391 ***                53.400
              320                          267.000
_______________________________ / _____________________________________

Ödeme yapıldığı zaman ortaya çıkacak olan kur farklarını da 646 / 656 Hesaplarda takip etmemiz gerektiği de tabiidir.


*** Bu hesaplardan 360 Ya da 391 Kullanılabilinir. 391 Kullandığımızda ;
________________________________ / __________________________________
391                    53.400
                                                360                      53.400
_______________________________ / ___________________________________

Olarak kayda alınması gerektiğinden 360 Hesabı kullanmak daha yararlı olur ikinci kayda gerek kalmayacaktır.

KDV AÇISINDAN BAZI ÖZELLİK TAŞIYAN DURUMLAR

1- Yabancı Uzmanların Türkiye ‘ de yaptıkları Danışmanlık Hizmetlerinde KDV
Yabancı uzmanların Türkiye’ de yaptıkları danışmanlık hizmetleri kanunun 1/1. maddesine göre serbest meslek faaliyeti kapsamında KDV 'ye tabi olacaktır.

2- Yurt Dışındaki Kişilere Çizdirilen Projenin Türkiye’ de yararlanılması durumda KDV
Yurt dışında çizdirilen proje Türkiye’ de yapılacak bir işe ilişkin ise, proje çizim hizmeti hizmet ithali kapsamında KDV’ ye tabi olacak ve bu hizmete ait KDV Türkiye’ deki alıcı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

3- Yurt Dışından Kredi Sağlanması Hizmetlerinde KDV
Vergi idaresinin görüşüne göre, yurt dışından sağlanan ve finans hizmeti kapsamında vergiye tabi olan bu hizmetlere ait KDV 'nin krediyi yurt dışından temin eden firmalar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekir.

4- Yabancı bir firmanın Türkiye’ de Yerleşik bir Firmanın Malının Yabancı Bir Ülkede Satılmasına Aracılık Etmesi Halinde KDV
Yabancı bir ülkede yerleşik şahıs veya firmalar, Türkiye’ de yerleşik firmaların mallarına kendi ülkelerinde ya da diğer yabancı ülkelerde müşteri bulmakta ve Türk firmaların mallarının satılmasına aracılık etmektedirler. Yabancı şahıs veya firmalar müşteri bulma hizmetini Türkiye dışında vermekte ve Türk firması bu hizmet sonucunda yurt dışına mal satmaktadır. Dolayısıyla Türk firması hizmetten yurt dışında yararlandığından, 6/b maddesine göre KDV’ ye tabi tutulmaması gerekecektir. Çünkü bu hizmet KDV’ nin konusuna girmemektedir.

Görüleceği üzere yabancı firmalardan gelen hizmet vs. faturaları karşısında dikkate almamız gereken Öncelikli konular KDV ve Stopaj konusudur. Faturanın KDV’ ye tabi olup olmadığı yada stopajlandırma olup olmayacağı konusu oldukça hassas ve dikkat gerektiren husustur.